RUSYA GENEL EKONOMiK DURUM

 

 

Rusya Federasyonu, büyük bir ekonomik gücün temeli olan doğal kaynaklara ve insan gücüne sahip dünyadaki belli başlı ülkelerden biri konumundadır.

Rusya Federasyonu 1992 yılında merkezi planlı sistemden serbest piyasa ekonomisine geçiş için köklü ekonomik reformlar uygulamaya başlamıştır.

Yegor Gaidar hükümeti tarafından başlatılan ve adı geçenin yerine göreve gelenler tarafından 1993-1998 yılları arasında sürdürülen ekonomik reformlar dört ana başlık altında özetlenebilir.

 

 


 

Fiyat Serbestisi: Fiyatlar serbest bırakılmış, bu suretle fiyatların, piyasalarda arz talep dengesini ve kaynak tahsisini sağlama fonksiyonunun yerine getirmesi amaçlanmıştır.

Mali Denge: Uygulanacak politikalarla, makro ekonomik dengenin tesisi, düşük ve öngörülebilir enflasyon, güvenilir para birimi, pozitif ancak makul faiz oranları, finanse edilebilir bütçe açığı ve artan ancak karşılanabilir talep hedeflenmiştir.

Uluslararası Piyasalara Açılım: Ticari engellerin ve teşviklerin kaldırılması yoluyla ülkeyi uluslararası ticaret ve yatırımlara açma amaçlanmıştır. İthalata karşı korunma ve hammadde ihracatının sınırlandırılmasını talep eden endüstriyel lobilerden gelen baskıya rağmen, Rusya Federasyonu bu konuda gelişme sağlamıştır.

Yapısal Reformlar: Hükümet özelleştirme, monopollerin önlenmesi, piyasaya girişi önleyen engellerin kaldırılması ve mülkiyet hakları konusunda düzenlemelere yer vermiştir.

Ancak, uygulanan politikalar bazı olumsuz sonuçları da beraberinde getirmiştir. Sözkonusu olumsuzluklardan bir kısmı bugünkü gelişmeleri de etkilemiştir. Bu olumsuzluklar,

- Yüksek Enflasyon,

-Devletin ekonomik süreç üzerindeki kontrolunun zayıflaması ve yasal düzenlemelerin sınırlı olması neticesinde ekonomide kriminal unsurların ortaya çıkması,

- Üretimin düşüşü ve talepteki daralma,

- Tasarruf ve yatırımlardaki düşüş,

- Gruplar arasında önemli gelir ve refah farklılığı,

- Yapısal refomlar ve düşen üretimle birlikte işsizlikte görülen artış,

olarak ifade edilebilir.

Sözkonusu olumsuzlukların uygulanan önlemler ile uzun vadede giderilmesi amaçlanmış ise de bazı olumsuzluklar günümüze de taşınmıştır.

Bununla birlikte, üç haneli enflasyonla birkaç yıl mücadele eden Rusya Federasyonu, 1995 yılında makro ekonomik dengeyi sağlamış ve bu durum 1998 Ağustos'undaki ekonomik krize kadar devam etmiştir. Bu dönemde, sözkonusu denge esas olarak parasal politikalar ile Merkez Bankası'nın döviz kurunu dengelemedeki başarısına dayanmıştır. Ancak, mali politikalarda başarılı olunamamış, borç yükü arttığı gibi bütçe dengesi sağlanamamıştır.

Rusya Federasyonu'nda 1998 Ağustos ayında Rublenin devalüasyonu ile başlayan ve kısa vadeli borçların ertelenmesi neticesini doğuran ekonomik kriz ortaya çıkmıştır.

Kriz iç ve dış dinamiklerden kaynaklanmıştır. Dış etkenleri, Asya ülkelerinde oluşan mali kriz ile dünya enerji fiyatlarındaki düşüş, iç etkenleri ise serbest piyasa ekonomisine geçiş sırasında izlenen istikrar politikalarının yeterli mali ve yapısal reformlarla desteklenememesi neticesinde, bütçe gelirlerinin toplanmasında yaşanan zorluklar ile sözkonusu gelirlerde artış sağlanamaması, giderlerin dış borçlanmayla karşılanmaya çalışılması, kısa vadeli borçlanmanın artması, yatırımların sınırlılığı ve üretimde artış sağlanamaması ile ödemeler dengesindeki açık beklentileri oluşturmuştur.

Kriz iç ve dış etmenlerin karşılıklı etkileşimi neticesinde ortaya çıkmıştır. Asya piyasalarındaki krizi müteakiben yabancı yatı rımcıların Rus sermaye piyasasından çıkmaları Ruble üzerinde baskı yaratmış, mevcut döviz rezervleri ile Merkez Bankası Rubleyi belirlenen koridor içerisinde tutamamış, dalgalanmaya bırakmıştır. Ruble, krizin ortaya çıktığı 17 Ağustos sonrasında birkaç hafta içerisinde Dolar karşısında %217 değer kaybetmiş ve Ruble Dolar paritesi 1$=6.3 Rubleden 1$=20 Rubleye yükselmiştir. Bununla birlikte kısa vadeli borç ödemeleri moratoryum ilan edilerek askıya alınmıştır.

Krizin sonuçları ise esas olarak, yüksek enflasyon (1999 yıl sonu enflasyonu %84,4), halkın satın alma gücünde önemli düşüşler ve gelir dağılımındaki dengesizliğin daha da artması, talepteki azalma ve işletme sermayelerini kaybeden firmaların iflasları ile birlikte ekonomideki durgunluk, üretimde düşüş, dış ticarette gerileme, yabancı sermayenin Rusya'ya bakışının olumsuz olarak değişmesi şeklinde belirtilebilir.

Rus ekonomisinde 1998 yılı Ağustos ayında yaşanan kriz etkilerini 1999 yılı ikinci çeyreğine kadar sürdürmüştür. Ancak, gerek devalüasyonun etkisi gerekse uluslararası piyasalarda artan petrol ve metal fiyatları etkisiyle ekonomide bir iyileşme görülmüştür. İhracattaki artış Rusya'nın döviz rezervlerinde artışı beraberinde getirmiş ve Rubleyi kuvvetlendirmiştir.

Sanayi üretiminde görülen artış nedeniyle GSYİH 1999 yılında %3,2 oranında büyümüştür. Sanayi üretiminde görülen artışın nedeni ise devalüasyonu müteakiben ithal mallarının pahalı hale gelmesi neticesinde yerel üretimdeki artış ve ithal ikamesi etkisidir. İthal ikamesi tüketim malları ithalatının azalması yoluyla enflasyonun döviz kuruna bağlılığını da düşürmektedir. Bu durum ise enflasyonun yükselmesini engellemektedir.

2000 yılında GSYİH yıllık bazda %9 oranında artmıştır. Bu artış oranı otuz yılın en iyi performansıdır. Ancak, 2001 yılında GSYİH büyüme hızında bir düşüş olmuş ve büyüme hızı %5 olarak gerçekleşmiştir.. Sözkonusu iyileşme iç talebdeki ve endüstriyel üretimdeki artıştan kaynaklanmaktadır. 2002 yılı ilk altı ayında ise GSYİH artış oranı %3,8 olarak gerçekleşmiştir.

Rusya ile ticari ortakları arasında enflasyon farklılığı, Rublenin değer kazanmasına sebep olmuştur. Ancak, 2000 yılında Ruble 1998 krizi öncesindeki seviyesinin %38 oranda daha aşağı seviyede bulunmaktadır.

Mali politikalarda da başarı sağlanmış olup vergi gelirlerinde artış, harcamalarda kısıntı sağlanmıştır. Yüksek petrol fiyatları ve işletmelerin karlılığı vergi artışını da beraberinde getirmiştir. 1999 yılında GSYİH'nın %1,5'i olan Federal Bütçe açığı 2000 yılı sonunda GSYİH'nın %2,5'i oranında fazla vermiştir.

İthalat sabit kalırken, ihracat değer olarak yükselmektedir. 2000 yılı sonunda, ticaret fazlası 60,7 milyar $ olmuştur. Bu da, GSYİH'nın %24'üne tekabül etmektedir.

Rus ekonomisini yönlendirecek Viladimir Putin'in 10 yıllık ekonomik programının aşağıdaki unsurları içermesi beklenmektedir.

a-Mali Reformlar

Vergi oranlarında değişikliğe gidilmiş olup, gelir vergisi %13'e indirilmiştir. Bu değişiklikle amaç, mümkün olduğunca gelirin beyan edilmesini sağlamaktır.

Reformlar ise, devlet harcamalarını kademeli olarak GSYİH'nın %30'una indirmek, sanayiye nakit yardımları ve teşvikleri kaldırmak, sosyal yardımları devletin ödeyebileceği seviyeye indirmek, eğitim, sağlık ve savunma alanında harcamaları artırmak, halihazırda uygulanan istenildiği kadar ödeme esasına dayanan emekli keseneklerinin belirli bir oran üzerinden ödenmesini sağlamak, emeklilik yaşını kadın ve erkekte 65'e yükseltmek, kamu çalışanları sayısını azaltmak ve bunlara verilen maaşları yükseltmek olarak özetlenebilir.
b-Yapısal Reformlar

Anılan reformlar, büyük devlet tekellerini yeniden yapılandırma, demiryolu altyapısını ve hizmetlerini iyileştirme, elektrik monopolünü (EVS) üretim, iletim ve dağıtım ünitelerine ayırma, yerel idarelerin elektrik piyasasındaki etkisini azaltma, Gazpromu daha şeffaf hale getirme, rekabet politikasını geliştirme, uluslararası muhasebe standartlarının 2002 yılına kadar tüm orta ve küçük ölçekli firmalara uygulanmasının sağlanması, adli sistemi güçlendirme, tarım reformunun önkoşulu olarak arazi piyasasını oluşturmak, kredili ev sahibi olma sisteminin geliştirilmesi, iş kurma sürecinin basitleştirilmesi olarak ifade edilebilir.
c-Mali Sektör Reformu

Sözkonusu reformun amacı, ödeme güçlüğü içerisinde olan bankaların likidite sıkıntısının giderilmesi, bankacılık sistemini yabancı rekabete açmak ve mevduat sigorta fonunun kurulmasıdır.

Ekonomideki göreceli tüm iyileşmelere rağmen, gelecekte ekonomideki durum, önemli ölçüde Rus Hükümetinin yapısal reformlardaki başarısına bağlı görünmektedir. Öte yandan, dış piyasalardaki olası olumsuz gelişmeler de ekonomiyi olumsuz olarak etkileyebilecektir.
Enflasyon

Devlet İstatistik Komitesi verilerine göre 1999 yılı enflasyonu %36,5 olarak gerçekleşmiştir. 2000 yılındaki enflasyon oranı %20,2'dir. 2001 yılında enflasyon oranı %21,6 olmuştur. 2002 yılı ilk altı ayında ise enflasyon oranı %17 olarak gerçekleşmiştir.
Döviz Rezervi

1998 yılı sonunda 7,8 milyar $ olan net döviz rezervi 1999 yılı sonunda 8,4 milyar $'dır. 1999 yılı sonu itibarıyla altın rezervleri ise 4 milyar $ seviyesindedir. 2000 yılı sonunda döviz rezervi, 3,7 milyar $ altın olmak üzere 27,9 milyar $'dır. 19 Temmuz 2002 tarihi itibarıyla ise döviz ve altın rezervi 42,5milyar $'dır.

GSYİH'nın Sektörel Dağılımı

2001 yılında tarımın GSYİH'daki payı %7,2'dir. Bu oran, 1990 yılında %15,4 seviyesinde bulunmaktaydı. Sözkonusu düşüş, kırsal kesimde işsizlikten çok gizli işsizliğe neden olmuştur. Tarım, 2000 yılında Rusya Federasyonu'nda nüfusun %13,4'ünün istihdam edildiği bir sektör konumundadır.

2001 yılında endüstrinin GSYİH'daki payı %40 olup, istihdamdaki payı ise %22,6'dır. Parekende ticaret ve hizmetlerin payı GSYİH'daki oranı 1991 den itibaren önemli değişikliğe uğramış ve artış göstererek 2001 yılında %54 olmuştur.

Diğer taraftan, Rus resmi tahminlerine göre kayıt dışı ekonomi GSYİH'nın % 40-50'sine ulaşmaktadır. Bu oran gelişmiş ekonomilerde %10 seviyesinde bulunmaktadır.

1992'ye kadar kişiler arasında keskin bir gelir farklılığı olmayan ülkede, bugünkü gruplar arasındaki gelir dağılımı farklılığını ve ekonomik sistemin unsurlarını anlayabilmek için 1992 sonrasında işletmelerin mülkiyet yapısını şekillendiren özelleştirmeyi ve gerçekleşme biçimini kısaca incelemekte yarar olduğu düşünülmektedir.
Özelleştirme

Yapısal reformlar içerisinde önemli bir yer tutan ve bugünkü sistemin unsurlarından biri olan işletmelerin özel mülkiyete devrini sağlayan özelleştirme, kısa bir dönem içerisinde ve diğer Doğu Bloğu ülkelerindeki uygulamalarla karşılaştırıldığında göreceli olarak organize olmayan bir şekilde gerçekleştirilmiştir.

1990'lı yılların başında özelleştirme ile kamunun elindeki mal varlığının mümkün olduğu kadar hızlı bir şekilde özel kişilere devri öngörülmüştür. Bu çerçevede sermayenin geniş bir kesime yayılmasını ve sermaye piyasası kuruluşuna temel teşkil etmek üzere her Rus vatandaşına kupon “voucher” verilerek, bu kuponla özelleştirilen firmalardan hisse almaları planlanmıştır. Voucher'lerin değeri genel olarak kabaca 6 haftalık ücretin değerine eşit bulunmaktaydı. Rus halkına 146.064 milyon kupon dağıtılmıştır. Ancak, sistem uygulamada istenen sonuca ulaşamamış bir kısım kişiler bu kuponları ikinci el piyasada toplayarak işletmeleri satın almıştır.

İşletmelerin çalışanlara devrini öngören uygulama ile de sermayenin geniş kitlelere yayılması amacına ulaşılamamış, bu uygulamada da işletme yöneticileri çalışanların paylarını bir şekilde alarak işletme mülkiyetine sahip olmuşlardır.

Ancak, bu noktada dikkate alınması gereken unsurlardan biri, kamu mallarının 1992-1994 yılları arasında, çok kısa bir sürede devrinin gerçekleştirilmesidir. 1994 yılına gelindiğinde, 110.000 devlete ait işletmede mülkiyet devrinin sağlandığı ve 1994 yılında GSYİH'nın 2/3'ünün ise devlet mülkiyetinde olmayan işletmelerce oluşturulduğu görülmektedir. Rus resmi rakamlarına göre 1997 yılı başında, özel sektör firmaları imalat işletmelerinin %75'ini, imalatın ise %85'ini oluşturmakta Rus işgücünün %80'den fazlası da özel firmalarda çalışmaktadır.

Devlete nakdi bir gelir sağlamayan özelleştirmenin 1. aşaması sonunda genel olarak kamudan devir alınan şirketlerin yönetim yapılarında değişiklik olmamış, işletmelere yeni bir teknoloji transferi de gerçekleşmemiştir. Sözkonusu hızlı mülkiyet devrinde, Rusya Federasyonu'ndaki o dönemdeki siyasi çalkantıların etkisinin olduğu ve eski sistemin esası olan kamu mülkiyetinin bir an önce tasfiyesinin gerçekleştirilmeye çalışıldığı görülmektedir.

Özelleştirmede, 1995 sonrasında farklı bir yöntem izlenmiş, bu dönemde hükümet borçlanma karşılığı elindeki büyük devlet kuruluşlarının hisselerini mali gruplara devir etmiştir. Özelleştirme konusu devlet kuruluşlarının mülkiyeti, belirli bir mali güce sahip grupların eline geçmiştir. Mali ve endüstriyel gurupların ülke ekonomisindeki etkinlikleri de böylece artmıştır.

1997 yılı sonrasında, 2. aşamadaki özelleştirme stratejisi tekrar gözden geçirilmiş ve çeşitli eleştirilerin yapıldığı sistemde, firma bazında ihale esas alınmış, şirketlerin gerçek değerlerinin tespitine ağırlık verilmiştir. Ancak, 1998 yılında yaşanan ekonomik kriz özelleştirme çalışmaları üzerinde olumsuz etki yaratmıştır.
Ekonomik Sektörler

Tarım

Ülkenin kuzey bölgelerindeki toprak yapısı tahıl ve benzeri diğer ürünler üretimi için elverişli olmadığından üretim, Rusya'nın güney bölgeleri ile batı Sibirya'da gerçekleştirilmektedir. Ülkenin kuzeyinde ise hayvancılığa ağırlık verilmiştir. Toplam arazinin %32'si tarıma elverişli olup %45'i ormanlık arazidir.

Hububat üretimi 1980'li yılların ortalamalarının aşağısındadır. Üç yılda bir hüküm süren kuraklık üretimde düşüşlere neden olurken, aşırı kimyevi maddeler kullanımı, endüstriyel kirlilik, toprağın yoğun işlenmesi ve bazı bölgelerdeki yanlış ürün seçimi toprağın verimliliğini düşürmüştür.

Sovyet döneminde zorla gerçekleştirilen tarımın kollektivizasyonu, çoğu tarımsal işletmede verimsizliği beraberinde getirmiştir. Kronik sermaye yetersizliği ve devlet yardımlarına bağımlı olmak bugünkü işletmelerin karşılaştığı sorunlardır. Anayasada toprakta özel mülkiyet hakkı teyit edilmekle birlikte, mevcut yasal düzenlemede bu hak henüz tanınmamıştır. Ayrıca, arazinin alınacak kredilerde teminat olarak gösterilememesi çiftçilerin kredi imkanlarını ortadan kaldırmaktadır. Bu husus işletmelerdeki verimsizliğin de kaynağını teşkil etmektedir.

1990'lı yıllarda devamlı olarak ekili arazi miktarında azalma izlenmektedir. Özellikle bu durum hububat üretiminde belirgindir. 1998 rakamları dikkate alındığında hububat üretiminin 1992 senesi üretiminin %55'i seviyesinde olduğu, 1998 şeker pancarı üretiminin ise 1992 seviyesinin %58'i olduğu görülmektedir. Patates ve ayçiçeği yağı üretiminde ise bu oranlar sırasıyla %80 ve %100'dür.

Hayvancılıkta da aynı eğilim sürmekte ve üretimde azalma izlenmektedir.

Ancak,1999-2001 yılları arasında tarımsal üretimde %27 oranında bir artış olmuştur.

1998 yılındaki mali kriz etkileri ile birlikte elde edilen 48 milyon tonluk hububat üretimi, 1953 senesinden beri istihsal edilen en az üründür. 1998 yılı krizi, tarımsal işletmelere finansman sağlanmasını rasyonel hale getirme çalışmalarını da olumsuz etkilemiştir.

Rusya Federasyonu belli başlı kereste üreticisi ve ihracatçısı konumundadır. 75 milyar m3 stoku olduğu tahmin edilmektedir. Dünya rezervlerinin 1/4'ünden fazlasını oluşturmaktadır. Kereste alanlarının hızlı biçimde kullanımı, üretimi doğuya kaydırmıştır. Sibirya'da işlenmiş kereste üretiminin 1/3'ü gerçekleştirilmektedir. Son yıllarda üretimde önemli düşüşler görülmektedir. 1990-1998 yılları arasında kereste, kağıt ve selüloz üretimi 2/3 oranında azalmıştır. Ancak ihracat 1995 sonrasında artış göstermiştir.

Sovyetler Birliği dağıldığında, Rus balıkçılık endüstrisi dünyada Japonya, ABD ve Çin'den sonra 4. sırada yer almaktaydı. Halen, taze ve dondurulmuş dünya balık üretiminin %25'i ile, dünya konserve balık üretiminin üçte biri Rusya'da gerçekleştirilmektedir. Ancak, üretimde bu sektörde de düşüşler izlenmekte olup, konserve balık üretimi 1997 yılında 467 milyon kutu olmuştur. Bu miktar, 1992 yılında 1.3 milyar kutuydu. 2001 yılında balık ve diğer deniz ürünleri üretimi ise 3,7 milyon ton olmuştur. Bununla birlikte, balık ve diğer deniz ürünlerinde ihracat artmaya devam etmektedir. 2001 yılında balık ve diğer deniz ürünlerinin %80'i ihraç edilmiştir.
Endüstri

Sovyet döneminde endüstri temeline bakıldığında, işletmelerin enerji yoğun, teknoloji ağırlıklı veya düşük katma değerli temel işlemeye dayalı sanayilerde veya savunma sanayinde yoğunlaştığı görülmektedir. Üretim ise devlet sübvansiyonları ile arttırılmıştır. Sovyetler Birliği sonrasında devlet desteklerinin kaldırılması neticesinde, işletmeler yatırım için yeni kaynaklar bulamamış üretim önemli ölçüde azalmıştır.

1998 yılındaki endüstriyel üretim, 1990 yılındaki seviyenin %45'i düzeyindedir. Belli başlı endüstrilerdeki 1998 yılı üretiminin 1990 yılındaki üretimine oranı aşağıda gösterilmektedir.

Elektrik üretimi %76,4
Yakıt %66,6
Kimya ve petrokimya %42
Makine yapım ve metal işleme %37
Demir işleme %52,4
Demirdışı Metaller %53,2


2001 yılı verileri dikkate alındığında, endüstriyel üretimin %20'sini yakıt ve enerji oluşturmaktadır. Üretim içerisinde diğer sektörlerin aldığı pay ise aşağıdaki gibidir.

Makina ve metal işleme sanayi % 20
Metalürji % 17
Gıda işleme sanayi %14-15
Kimya ve kimyevi ürünler % 7,3
Kağıt ve selüloz sanayi % 4,8
Hafif endüstri % 2
Elektrik % 10


Rusya Federasyonu 1999 yılında endüstriyel üretimde artış sağlamıştır. Bu artış, Rublenin devalüasyonu sonucunda, Rus ürünlerinin ithal mallara karşı fiyatlarının ucuz kalması neticesinde ithal ikamesine dayalı endüstrilerdeki üretim artışından kaynaklanmıştır. Fiyatı ucuz kalan malların ihracatı da bu trende olumlu katkı sağlamıştır. 1999 yılının ilk çeyreğinde bir önceki yıla göre %1.6 oranında düşen üretim, yılın kalan 9 aylık döneminde önemli performans göstererek bir önceki yıla göre %16,5 oranında artmıştır. Yıllık artış ise resmi rakamlara göre %8 seviyesindedir. 2000 yılında endüstriyel üretim %9, 2001 yılında %5,8, 2002 yılının ilk yarısında ise %3,2 oranında büyümüştür.

Üretim, orta ve büyük ölçekli işletmelerde düşerken, küçük işletmeler ve ortak girişimlerde artış göstermektedir.
Madencilik

Rusya Federasyonu madencilik sektöründe de önemli bir üretici ve ihracatçıdır. Dünya petrol rezervlerinin %10'u Rusya'da bulunmaktadır. Üretimdeki düşüşe rağmen dünya üretiminin %10'u yine Rusya tarafından realize edilmektedir.

Dünya üretim rakamları dikkate alındığında, doğal gaz üretiminin %30'u, antrasitin %10'u, demir cevherinin %14'ü , demir dışı metal cevherinin %10-15'i, aliminyumun %12-13'ü Rusya'da üretilmektedir. Genel olarak da üretim tek bir işletme tarafından gerçekleştirilmektedir. Elmas üreticisi Almaz şirketi dünya üretiminin ¼'ünü, Norisk Nickel şirketi ise nikel dünya üretiminin %30'unu, platin üretiminin ise %40'ını üretmektedir.

1990'lı yıllarda dahili piyasada metallere olan talebin düşmesi ile demir ve demirdışı metallerin ihracatında önemli artışlar olmuştur. İhracattaki bu artış, işletmelerin kontrolü konusunda yoğun rekabeti de beraberinde getirmiştir. Ancak, 1990'ların sonundaki metal fiyatlarındaki düşüş ve enerji fiyatlarındaki yükseliş neticesinde sektör, üretimi arttırmak için yeniden yapılanma ve modernizasyon gereği ile karşılaşmıştır. İşletmelerin mülkiyeti konusundaki anlaşmazlıklar tamamen çözülmeden uzun vadeli yatırımlar beklenilmemektedir.

Rusya'daki kömür endüstrisi 1980'lerden beri kriz içerisinde bulunmaktadır. Kriz 1992 yılından itibaren daha da derinleşmiştir. Mevcut madenlerin 2/3'si, gaz ve toz nedeniyle tehlikeli addedilmektedir. Düşen verimlilik ve devlet desteğinin azaltılması nedeniyle işletmeler işçi ücretlerini ödeyememekte, güvenlik ve modernizasyon için gerekli yatırımı yapamamaktadır. Yer altındaki madenlerde verimlilik ABD'dekinin 1/12'si seviyesindedir.
Enerji

Rusya, sahip olduğu doğal kaynaklar bakımından dünya enerji piyasasının önde gelen ülkelerinden biridir. Dünyanın en büyük doğalgaz rezervlerine sahip olan Rusya, kömür bakımından yapılan sıralamada tüm dünya ülkeleri arasında üçüncü, petrolde ise sekizinci sırada yer almaktadır. Rusya, dünyadaki doğalgaz rezervlerinin %33'üne tek başına sahiptir. Petrol rezervlerinin ise 25 milyar varilin üzerinde bulunduğu tahmin edilmektedir.

Rusya Federasyonu'nun toplam ihracatının %40'ını enerji ve ham petrol oluşturmaktadır. Vergi gelirlerinin %60'ı da bu sektörden sağlanmaktadır.
Rusya Federasyonu'nun enerji üretim miktarı aşağıda gösterilmektedir.

1997 1998 1999 2000 2001
Ham Petrol 297 294 295 313 337
Petrol Ürünleri 177 164 169 154,1 348
Doğal Gaz (m3) 571 591 591 555 581
Kömür 245 232 249 258 269
Elektrik (Milyar kwh) 834 826

Kaynak: T.C Moskova Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği

Rus ekonomisinde en başarılı sektör olmasına rağmen, enerji sektörü sorunlarla karşı karşıya bulunmaktadır. Bu sorunlar, teknolojinin demode olması, verimsiz işletmecilik, sektördeki sosyal sorunlar olarak sıralanabilir.

Petrol rafinerileri ekipmanının %20'si, kömür ve petrol çıkarma ekipmanının ise %50'si ekonomik ömrünü tamamlamıştır.

Enerji ihracat miktar ve değerleri ise aşağıdaki tabloda yer almaktadır.
Miktar: Milyon Ton, Değer: Milyon $

Petrol

140.569 milyon ton olan dünya rezervleri içinde Rusya'nın petrol rezervleri 6.609 milyon ton seviyesindedir. Petrol rezervlerinin %67.6'sı Batı Sibirya'da, %15.7'si Doğu Sibirya'da, %2.6'sı Ural Bölgesinde, %2.5'i Volga Bölgesinde bulunmaktadır.

Lukoil, Yukos, Surgutneftegaz, Tyumen oil, Sidanko, Sibneft, Slavneft, Eastern Oil, Onako, Komitek, Grozneft ve Rosneft en büyük petrol şirketleridir. Petrol üretimi 80'li yılların ikinci yarısında önemli artışlar kaydetmiş ve 1987 yılında en üst seviyesine çıkarak 570 milyon tona ulaşmıştır. Petrol üretimi bu noktadan sonra endüstriyel talebin azalması ve yatırımlar için mali kaynak yetersizliği nedeniyle, devamlı düşme göstermiş ve 1999 yılında 295 milyon tona düşmüştür. Aralık 1998 den itibaren yükselen petrol fiyatlarına rağmen düşüş devam etmektedir. Sermaye yatırımı ve ekipman azlığı üretimindeki düşüşte önemli etkendir. Hükümet ihraç vergisi uygulamasına devam etmektedir.(15euro/ton)

Bazı petrol alanlarındaki tükenme de üretimi olumsuz olarak etkilemektedir. Ancak, 2000 yılında üretim 323 milyon tona yükselmiştir. 2001 yılında artış devam etmiş ve üretim 337 milyon ton olmuştur. 2002 yılı ilk yedi ayında ise üretim %8,2 oranında artarak 207,3 milyon ton olarak gerçekleşmiştir.

Rusya Federasyonu'nun petrol ve gaz ihracatı 2000 yılı itibarıyla 136 milyon tondur. Toplam ihracatın %58'ini petrol ve gaz ihracatı oluşturmaktadır. Eski Sovyet Cumhuriyetleri dışına gerçekleştirdiği ihracatın toplam ihracat içerisindeki payı 1992 de % 53 iken, 1998 yılında %89'a yükselmiştir. Önemli ithalatçı ülkeler İngiltere, Fransa, İtalya, Almanya ve İspanya'dır. İhracat için Baltık Denizinde 3 yeni terminal ( Üst-Luga, Bukhta Batereinayaat ve Primosk) ile Baltık Boru Hattı yapımı planlanmaktadır. Rus petrol ihracatı esas olarak Baltık Denizi ve Karadenizde yer alan terminaller aracılığı ile yapılmaktadır. Avrupa'ya petrol ihracında diğer bir yol Druzhba boru hattıdır. Hattın günlük kapasitesi 1,2 milyon varildir. Boru hattı Ukrayna, Slovakya, Çek Cumhuriyeti, Polonya, Macaristan üzerinden Almanya'ya ulaşmaktadır.

Belli başlı petrol üretim alanları Samotlor, Romashkiw, Mamontov, Fedorov, Lyantor, Arlan, Krasnolenin, Vatyegan, Sutormin'dir. Doğal gaz

Rusya Federasyonu, doğalgaz rezervlerinin büyüklüğü açısından dünyada ilk sırada yer almaktadır. Rezervlerinin toplamı 1700 trilyon kübik feettir. (48.1 trilyon m3)

Sovyetler Birliği'nin dağılımı ile doğal gaz üretiminde düşüş görülmüştür. Ancak, bu düşüş diğer üretim düşüşlerine göre daha az olup, üretimde 1992-1998 yılları arasında %8 oranında düşüş görülmektedir. Yıllık üretim 20.9 trilyon kübik feet (591 milyar m3) seviyesindedir. Tüketimde ise daha hızlı bir düşüş mevcuttur. 1992'de 467 milyar m3 olan tüketim %15 oranında azalarak 1998'de 390 milyar m3 e düşmüştür. Üretim fazlası olan 201milyar m3 ise diğer ülkelere ihraç edilmektedir. 201 milyar m3 üretim fazlasının 119 milyar m3 ünün ihracatı ise Avrupa ülkelerine yapılmaktadır. İhracat yapılan başlıca Avrupa ülkeleri Almanya, İtalya, Fransa, Finlandiya ve Türkiye'dir. 2001 yılı dogal gaz üretimi 581 milyar m3'tür. 2002 yılı ilk yedi ayında ise doğal gaz üretimi %3.5 oranında artarak 345.8 milyar m3 olarak gerçekleşmiştir.

Rusya'nın doğal gaz endüstrisi, Gazprom şirketi tarafından kontrol edilmektedir. Gazprom, Rus gaz üretiminin %95'ini gerçekleştirmekte ve dünya gaz rezervlerinin 1/5'ini kontrol etmektedir. Ayrıca, Gazprom'un ödediği vergiler Federal Hükümetin tahsil ettiği vergilerin %25'ini oluşturmaktadır.

Üretim yapılan başlıca alanları, Urengoy, Yamburg, Medvezh, Orenburg, Severo-Urengoy, Vyhgapurov oluşturmaktadır.

Rusya ile eski Sovyet Cumhuriyetleri arasında doğal gaz bedellerinin ödenmesi konusunda anlaşmazlıklar bulunmaktadır. Özellikle, Ukrayna ve Beyaz Rusya'nın Rusya Federasyonu'na önemli miktarda borcu bulunmaktadır. Rusya Federasyonu, Batıya doğal gaz ihracatının %90'ını Ukrayna'daki boru hatlarının kullanımı ile gerçekleştirmektedir. Rusya Federasyonu Yamal-Europa hattının 1. bölümünü tamamlamış olup, ülkemizle olan Mavi Akım projesinin uygulamaya konulması ve halen yapımı süren Baltık denizi yoluyla, Almanya'ya ulaşacak boru hattının tamamlanması ile Ukrayna üzerinden gaz ihracatı bugünkü seviyesinin 1/3'üne düşecektir. Bu durum ise Batı Avrupa pazarlarına ihracatı kolaylaştıracaktır.
Kömür

Sovyetler Birliği'nin dağılması ile birlikte kömür üretiminde ve tüketiminde azalış trendi izlenmiştir. Üretim 1992-1998 yılları arasında %33, tüketim ise yaklaşık %30 düşmüştür. Üretim ve tüketimdeki bu düşüş Rus ekonomisini yeniden yapılandırma yönünde alınan önlemlerle yakından ilişkilidir. Yeniden yapılandırma verimsiz madenlerin kapatılmasını, kaynakların ekonomik yönden karlılık gösteren işletmelere aktarılmasını öngörmektedir. Halen işletmelerin borçları işçi ücretlerinin ödenmesini mümkün kılmamakta, gerekli malzeme ve teçhizat alınamamaktadır.

Başlıca kömür üretim alanları Chelyabinsk, Donetsk, Kansk-Achinsk, Kuznetsk, Lena, Moskova, Pechora, Raychikhinsk, Güney Yakutistan, Taymyr, Zyryanca'dır.

1998 yılı itibarıyla, kömür rezervleri 173 milyar ton, üretim ise 232 milyon tondur. Ülke, dünyanın 3. büyük rezervlerine sahip bulunmaktadır. 2001 yılı üretimi ise 269 milyon ton'dur.
Elektrik

1992 yılında 964 milyar kilowattsaat olan üretim 1998 yılında %20 oranında azalarak 826 milyar kilowatsaate düşmüştür. Aynı dönemde tüketimde de benzeri bir seyir izlemiş, 1992 yılında 880 milyar kilowattsaat olan tüketim, 1998 yılında 703 milyar kilowattsaate düşmüştür. 2001 yılı üretimi ise 888 milyar kilowattsaattir.

Rusya Federasyonu 440 termal ve hidroelektrik santrale, 9 adet nükleer santrale sahiptir. Nükleer enerji santralleri, toplam elektrik üretim kapasitesinin %13'ünü oluşturmaktadır. Hidroelektrik santral kapasitesi ise toplam kapasitenin %20'sidir.

Toplam enerji üretim kapasitesi 205 gigawatt'tır. Kapasite, düşüşlere rağmen iç talebi karşıladığı gibi ihracata da imkan sağlamaktadır.

Elektrik sektörü, çoğunluk hissesi devletin sahip olduğu UES (Unified Energy Systems of Russia) adlı kuruluş tarafından kontrol edilmektedir. Kuruluş Rusya dağıtım sisteminin %70'ine sahiptir.

Önemli yatırım ve teçhizat yenilemesi olmadığı taktirde, bazı bölgeler itibarıyla elektrik ihtiyacı olması beklenilmektedir. Halen, yeni ünite ve hat yapımı oldukça sınırlı durumdadır. Rusya'nın 2001-2005 döneminde gerekli yatırımları yapması için yıllık 6-11 milyar $ kaynağa ihtiyacı olduğu ifade edilmektedir. Abonelerinden para toplanamaması yatırım finansmanının iç kaynaklarca karşılanmasını zorlaştırmaktadır. UES doğal gaz santrallerini kömür ve diğer yakıtlara çevirme yönünde çalışmalar yapmaktadır.

BDT ülkeleri ile ihracat bedellerinin tahsili konusunda problemler mevcuttur. Jeotermal enerji santralleri kurulması yönünde Kamçatka bölgesinde çalışmalar bulunmaktadır. Halen bu bölgede jeotermal bir santral faaliyette olup, 2010 yılına kadar geliştirme çalışmaları yapılmaktadır.
Bankacılık

Rusya'daki ticari bankacılık 1980'li yılların sonunda şekillenmiştir. 1988 yılında kooperatifler yasası ile devlet bankaları dışında ilk bankalar oluşturulmuştur. 1990'lı yılların başındaki enflasyonist dönemde bankacılık karlı hale gelmiş, bankalar asli bankacılık görevleri dışındaki faaliyetlerden önemli kazançlar elde ederek genişlemişlerdir. 1994 yılında banka sayısı 2500'ün üzerine çıkmıştır. Sıkı olmayan düzenleme ve lisans politikaları da sayısal artışta etkili olmuştur.

Bankalar, Rusya Federasyonu'ndaki özelleştirme ile de büyük işletmelerin hisselerine sahip olmuşlardır. 1995 sonrasında Rublenin aşırı değerlenmesi ve bankaların bu ortamda dövizde açık pozisyon almaları ve önemli miktarda forward kontrata gitmeleri 1998 krizinde bankaları taahhütlerini yerine getiremez durumda bırakmıştır. Diğer taraftan, kurun baskı altında, reel faizlerin ise yüksek olduğu kriz öncesi dönemde bankalar kısa dönemli hazine kağıtlarına yatırım yapmışlardır. Ağustos 1998 de devletin morataryum ilan etmesi bankaları likidite problemi ile karşı karşıya bırakmış, devalüasyon sonrası aktiflerde yabancı para cinsinden çok büyük düşüşler oluşmuştur. Bu ise bankaların büyük kısmının batmasına sebep olmuş ve devlet desteği olmaksızın faaliyetlerini sürdürmelerini imkansız hale getirmiştir. Faaliyette bulunan kredi kuruluşlarının sayısı 2000 yılı Nisan ayında 1.333'dür. 2002 yılı ortalarına kadar ise faaliyette bulunan kredi kuruluşlarının ve kayıtlı bankaların sayısı yaklaşık 2000'in altındadır.

Bankacılık sektörünün yeniden yapılanması görevi Merkez Bankası ile yeni oluşturulan ARCO (Agency for Restructuring Credit Organizations) adlı kuruluşa verilmiştir.Anılan kuruluşca bankalar, mali durumu iyi olanlar, mali kriz nedeniyle likidite sorunu olanlar, yönetim ve kredi uygulamaları nedeniyle likidite sorunu olanlar ve iflas edecek bankalar şeklinde gruplandırılmıştır. Yeniden yapılanmanın mali portresi oldukça büyük olup, bütçe imkanları ile karşılanması çok zayıf bir ihtimal olarak görülmektedir.
Yabancı Sermaye

Sovyetler Birliği'nin dağılmasından itibaren ülkeye yabancı sermaye girişi, ülkenin büyüklüğü ve ekonomik potansiyeli dikkate alındığında önemli bir boyuta ulaşamamıştır. Bu durum ise siyasi istikrarsızlık ve yasal düzenleme eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Doğrudan yabancı yatırımlar 1996 yılı sonrasında artış göstermiştir. Bu artış, ticari yasa ve düzenlemelerdeki nisbi iyileşme ile döviz kurundaki istikrardan kaynaklanmaktadır. Ağustos 1998 krizini müteakiben yabancı sermaye girişinde bir düşüş gözlenmiştir. Doğrudan yabancı yatırım miktarı 1998 yılında 3,3 milyar $ olarak gerçekleşmiştir.1999 yılında ise bu rakam 4,2 milyar $'dır. Doğrudan yabancı yatırımların önemli miktarı, sanayiden çok ticaret ve hizmet kesiminde yoğunlaşmıştır. Sanayiye yapılan yatırımlar içinde önemli yeri petrol ve enerji sektörü almaktadır. 2000 yılında doğrudan yabancı yatırım miktarı 4,4 milyar $ olmuştur. 2001 yılında ise doğrudan yabancı yatırım miktarı bir önceki yıla göre %10 oranında azalarak 31,9 milyar $ düzeyinde gerçekleşmiştir.

2000 yılında doğrudan yabancı yatırımlar 1999 yılına göre artarak toplam yatırımlar içerisinde %40.4 oranında, diğer yatırımlar ise bir önceki yıla göre artarak %58.3 oranında pay almıştır. 2001 yılında ise doğrudan yabancı sermaye yatırımları 2000 yılına göre %10 oranında azalarak toplam yatırımlar içerisinde %27,9 oranında, diğer yatırımlar ise bir önceki yıla göre %53 oranında artarak %68,9 oranında pay almıştır.
Rusya Federasyonu'nda Nitelikleri İtibarıyla Yabancı Sermaye Yatırımları (milyon $)

1999 % 2000 % 2001 %
GENEL TOPLAM 9.560 100,0 10.958 100,0 14.258 100,0
Doğrudan Yabancı Yatırımları 4.260 44,6 4.429 40,4 3.980 27,9
Portföy Yatırımları 31 0,3 145 1,3 451 3,2
Diğer Yatırımları (Ticari ve diğer krediler) 5


Rusya Federasyonu'nda yatırım yapan ülkelerin başında 6.086 milyon $'lık yatırımı ile Almanya gelmektedir. Bunu, 5.625 milyon $'lık yatırımı ile A.B.D izlemektedir. A.B.D ve Almanya'yı, G. Kıbrıs, , İngiltere, Fransa, Hollanda, İtalya, İsviçre ve İsveç izlemektedir.
Rusya Federasyonu'nda 2001 Yılı Sektörler ve Bölgeler İtibarıyla Yabancı Sermaye Yatırımları (milyon $)

%
GENEL TOPLAM 14258 100
SEKTÖRLER
Elektrik 13 0,1
Petrol ve gaz 1023 7,2
Demir dışı metaller 475 3,3
Demirli metaller 1072 7,5
Makineler ve metal işleme 703 4,9
Ağaç, ağaç işleme, kağıt ürünleri 241 1,7
Kimya - petrokimya 275 1,9
Gıda sanayi 1557 10,9
İnşaat malzemesi sanayi 51 0,4
Ulaştırma 758 5,3
Komünikasyon 501 3,5
İnşaat 95 0,7
Tarım 50 0,4
Ticaret 5290 37,1
Pazar işleyişine hizmet eden ticari faaliyet 792 5,6
Finans, bankacılık, sigorta ve ilgili faaliyet 127 0,9
Yönetim 9 0,1
FEDERAL BÖLGELER
KUZEY-BATI 1.789,10 12,5
St.Petersburg 1171,4 8,2
Leningrad bölgesi 327 2,3
MERKEZİ 6.469,80 45,4
Moskova 5.654,00 39,7
Moskova bölgesi 372,7 2,6
Lipetsk bölgesi 81,3 0,6
GÜNEY 985,6 6,9
Krasnodar bölgesi 793,4 5,6
Volgograd bölgesi 82,8 0,6
Rostov-on Don bölgesi 84 0,6
VOLGA 1.220,00 8,6
Tatarstan Cumh. 651 4,6
Samara bölgesi 260,4 1,8
Perm bölgesi 97,6 0,7
URAL 1.800,10 12,6
Çelyabinsk bölgesi 768,1 5,4
Sverdlovsk bölgesi 747,8 5,2
Tyumen bölgesi 284,4 2
SİBİRYA 1.226,30 8,6
Omsk bölgesi 925,2 6,5
Novosibirsk bölgesi 103,9 0,7
İrkutsk bölgesi 101,1 0,7
UZAK DOĞU 766,8 5,4
Sahalin bölgesi 388,9 2,7
Saha-Yakutiya Cumh. 144,5 1
Primorsky Bölgesi 108,5 0,8

Kaynak: T.C Moskova Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği

Yukarıdaki tablonun incelenmesinden de görüleceği üzere, 2001 yılında, yabancı sermaye yatırımlarının önemli bölümü 5.290 milyon $ ile ticaret sektöründe yoğunlaşmıştır. Bunu, 1.557 milyon $ ile gıda sektörü, 1.072 milyon $ ile demirli metaller, 1.023 milyon $ ile petrol ve gaz sektörü izlemektedir.

Özellikle Ağustos 1998 krizinden sonra rublenin devalue edilmesi, yabancı gıda firmalarının Rus pazarına dışarıdan mal satmalarını zorlaştırmış ve üretimin içeride yapılmasını çok daha cazip hale getirmiştir. Ancak, gıda sektöründe yabancı yatırımlar krizden önce de başlamış bulunuyordu.

2001 yılında Rusya Federasyonu'nda gerçekleştirilen yabancı sermaye yatırımlarının %37,1'ini, ticaret/catering, %10,9'unu gıda sektörü, %7,5'ini demirli metaller, %7,2'sini ise enerji sektörü (petrol ve gaz) oluşturmaktadır.

1997 ve 1998 yıllarında yabancı sermaye yatırımlarının %59'u Moskova Bölgesi ve çevresinde yoğunlaşmıştır. 1999 yılında ise yabancı sermaye yatırımlarının diğer bölgelere kaydığı görülmektedir. Özellikle, Batı Sibirya, Uzak-Doğu Bölgesi ve Kuzey-Batı Bölgesine kaymıştır.

2001 yılında da en çok yabancı sermaye yatırımı 5,6 milyar $ ile Moskova'da gerçekleştirilmiştir. Aynı yılda yüksek miktarda yabancı sermaye yatırımlarının gerçekleştirildiği diğer bölgeler ise şöyledir: St. Petersburg (1.1 milyar $), Omsk Bölgesi (925,2 milyon $), Krasnodar Bölgesi (793,4 milyon $), Çelyabinsk Bölgesi (768,1 milyon $), Sverdlovsk Bölgesi (747,8 milyon $), Tataristan Cumhuriyeti (651 milyon $).

 


 
 

 

 
 
rutid.org.tr altıntıdır.
 

 

 

 

 

KONULAR ;


.: DİKKAT EDİLECEK KONULAR
.: RUSYA FEDERASYONUNUN TÜRKİYE BÜYÜKELÇİLİĞİ
.: RUSYA GENEL EKONOMİK DURUM
.: RUSYA KÜLTÜR VE TURİZM
.: RUSÇA KONUŞMA KLAVUZU VE DERSLER
.: GERÇEKLERLE VE RAKAMLARLA RUSYA

.: RUSYA MOSKOVA'DA ELÇİLİKLER
.: RUSYA'YA ULAŞIM
.: RUSYA VİZELER
.: RUSYA RESMİ TATİLLER
.: RUSYA'DA OTELLER
.: RUS ELÇİLİKLERİ
.: RUSYA ÜLKE KİMLİĞİ
.: RUSYA HAKKINDA PRATİK BİLGİLER
.: RUSYA İLE ARAMIZDAKİ TİCARET ANLAŞMALARI

.: MOSKOVA VİZESİ

.: Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına İlişkin Anlaşma

 

RUSYA HAKKINDA DETAYLAR ;

 

Rusya Federasyonu (Rusça: Росси́йская Федера́ция, Rossiyskaya Federatsiya), kısaca  Rusya (Rusça: Росси́я, Rossiya). Doğu Avrupa ile kuzey Asya'ya yayılmış, ve 17,075,400 km²'lik yüzölçümü ile dünyanın en geniş ülkesidir. Nüfus olarak ise sıralamada sekizincidir
Devletin Adı              : Rusya Federasyonu
Başkenti                    : Moskova
Yönetim Biçimi          : Cumhuriyet
Resmi Dili                  : Rusça
Dini                            : Ortodoks, İslam
Para Birimi                : Ruble
Paritesi (USD Dolar)  : 1$=24,30  Ruble
Nüfus             : 142,2 (1 Ocak 2007)Kadın  :   76,3Erkek  :   59,9
Sınır Komşuları : Azerbaycan (284 km), Beyaz Rusya (959 km), Çin (3,645 km), Estonya (294 km), Finlandiya (1,313 km), Gürcistan (723 km), Kazakistan (6,846 km), Kuzey Kore (19 km), Litvanya (217 km), Letonya -Kaliningrad Bölgesi (227 km), Moğolistan (3,485 km), Norveç (196 km), Polonya- Kaliningrad Bölgesi (206 km), Ukrayna (1,576 km)

 

KAYIT (REGİSTRE) İŞLEMİ ZORUNLULUĞU
RF'ye  giriş yapan her yabancı ülke vatandaşı, sahip olduğu vizenin türüne bakılmaksızın vize ve pasaportunu ilgili mercilerde üç çalışma günü içinde kayıt ettirmek zorundadır. Turist vizesi ile RF'ye giriş yapmış ve/veya RF'de bulunacağı süre zarfında otelde kalacak kişilerin "registre" işlemi kalacakları  otellerde yapılmaktadır. Bu husunda dışında kalan kişiler ise  "registre" işlemini kendilerini davet eden  kişi veya şirket/kurum  aracılığı ile OVIR'de (Yabancılar Dairesi) yaptırmak zorundadırlar.     
Yukarıda yer alan hususlara  uymayan kişiler hakkında yasal işlemler yapılarak  6 aydan 2 yıla kadar  hapis cezası verilebilmektedir.

 

RUSYA VİZESİ ALMAK HİÇ BU KADAR KOLAY OLMAMIŞTI

TEL: 0212 293 93 35

ÜSTE ÇIK